Yüksek Büyüme Oranlarına Sahip Pazarlarda Refah Algısı

0
4466

Yüksek Büyüme Oranlarına Sahip Pazarlarda Refah Algısı

PayU‘nun yeni küresel araştırmasına göre, yüksek büyüme oranına sahip pazarlarda gelir ve servet refah düzeyini iyileştirmiyor. Araştırmadan öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor:

  • Ülkelerinin ortalamasının altında gelire sahip insanların dörtte üçü, refah içinde yaşadıklarını düşünüyor.
  • Yüksek büyüme oranına sahip pazarlardaki on kişinin altısı, finansal hizmetlere erişimin refah düzeylerini iyileştirdiğini söylüyor.
  • Araştırmaya katılanların dörtte üçü, devletlerinin finansal hizmetlere erişimin iyileştirilmesinde sorumluluğu olduğunu düşünüyor.
  • Dünyanın dört bir yanındaki yüksek büyüme oranlarına sahip pazarlarda gerçekleştirilen önemli araştırma, finansal hizmetlerle refah düzeyinin arasındaki ilişkiyi gözler önüne serdi.

Araştırma aynı zamanda insanların refah tanımının mevcut gelir ve servetten çok finansal güvenlik ve huzurla bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Küresel teknoloji yatırım devi Naspers‘ın bünyesinde büyüyen ve şu anda Prosus‘un fintek ve e-ödeme kuruluşu olan PayU‘nun gerçekleştirdiği araştırma, yüksek büyüme oranlarına sahip pazarlardaki katılımcıların dörtte üçünün servet ve gelirin refahın belirleyici etmenleri olmadığını ortaya koyuyor. Dahası, ülkelerinin raporlarına göre ortalama gelirin altında yaşayanların dörtte üçü refah içinde yaşadıklarını düşünüyor. “Hayatından memnun olmak, iyi bir sağlığa, iyi ve istikrarlı bir işe ve gelecek için yeterli birikime sahip olmak” refah düzeyini belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.

Yüksek büyüme oranlarına sahip pazarlarda yaşayan katılımcıların sadece %25’i servetin refahı en çok etkileyen etmen olduğunu belirtiyor.

Bu oran Ortadoğu ve Afrika’da %36’ya çıkarken, Güney Amerika’da %9’a düşüyor. Yüksek büyüme oranına sahip bütün bölgelerin cevaplarında ilk sıralarda yer alan sağlık, Asya, Latin Amerika ve Doğu Avrupa bölgesinden katılanların refah düzeyini yükselten en önemli seçenek olarak dikkat çekiyor.

PayU’nun Finansal Refah Barometresi:

Yüksek büyüme oranlarına sahip pazarlarda refah algısı adlı araştırması, finansal hizmetlerin refah düzeyiyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı. 10.000’den fazla tüketicinin katıldığı araştırmada her on kişinin altısı finansal hizmetlerin refah düzeylerini artırmalarına yardımcı olduğu belirtiliyor. On kişiden dokuzu da para yatırma, gönderme ve biriktirme gibi finansal hizmetlerin sunduğu faydaların doğrudan farkında.

Araştırma, insanlarda finansal hizmetlerin sunduğu duygusal faydaların gerçekçi faydalardan daha ağır bastığını gösteriyor. Örneğin, katılımcıların %99,5’i para biriktirmenin sağladığı huzur gibi duygusal faydayı öne çıkarırken, %97,9’u da geleceği planlamak gibi gerçekçi faydaların altını çiziyor.

Bir veya daha fazla finansal hizmete eriştiğini belirten Asya ve Ortadoğu / Afrika bölgelerindeki katılımcılar devletlerinin daha fazlasını yapmasını istiyor.

On kişiden dokuzunun en az bir finansal hizmete erişiminin olduğunu belirten araştırmaya göre dört kişiden üçü, devletlerinin erişimi iyileştirmek için daha fazla çalışması gerektiğini düşünüyor.

Laurent le Moal

Raporun bulguları hakkında konuşan PayU CEO’su Laurent le Moal, şunları söyledi: “Finansal hizmetlere erişimin refah seviyesi üzerindeki etkisini anlayarak insan davranışının merkezine giriyoruz ve herkesin kazanabildiği, finansal sınırların olmadığı bir dünya yaratma vizyonuna bir adım daha yaklaşıyoruz. Bireylerin refah seviyelerine dair duygularını iyileştirmek amacıyla doğru hizmetleri oluşturmanın yanı sıra herkesin finansal hizmetlere erişebilmesini ve kullanabilmesini sağlamak için küresel fintech liderlerinin ve devletlerin yapması gereken çok şey var. Dünya çapında tüm vatandaşlara en iyi finansal hizmeti sunmak için bu amacın merkezinde yer alan teknolojinin her aşamada kullanılması gerekiyor.”