KPMG’nin Teknoloji Anketi Araştırması yayımlandı; her 10 şirketten 7’si, gelişen teknolojilere yatırım yapmayı planlıyor.
KPMG’nin şirketlerin belirsizliklerle mücadele ederken teknoloji olgunluklarının ne düzeyde olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla hazırladığı Teknoloji Anketi Araştırması’na göre her 10 şirketten yaklaşık 7’si, önümüzdeki iki yıl içinde gelişen teknolojilerde önemli bir varlık göstermeyi ve yüksek düzeyde yatırım yapmayı planlıyor. Ancak şirketlerin yüzde 48’i yeni teknolojilere yatırım yapma ve bunları uygulama planları yapsa da hemen harekete geçilmiyor. Örneğin metaverse ile ilgili olarak, markaların çoğu (yüzde 65) kendileri yatırım yapmadan önce rakiplerinin yatırım yapmasını ve/veya bu teknolojileri benimsemesini beklediklerini itiraf ediyor.
Çağımızda teknolojiyi bir büyüme aracı olarak kullanmak, neredeyse her kurumsal iş stratejisinin temelini oluşturmaya devam ediyor. Ancak, dijital dönüşümü gerçekleştirmenin yol haritaları da teknolojiler ve etkiledikleri dünya kadar hızlı değişiyor. KPMG’nin şirketlerin belirsizliklerle mücadele ederken teknoloji olgunluklarının ne düzeyde olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla hazırladığı “Teknoloji Anketi Araştırması” dijital dönüşümün geleceğine de ışık tutuyor. ABD merkezli şirketlerin 1.000’den fazla teknoloji liderinin katılımı ile yapılan araştırmada, şirketlerin mevcut dijital olgunluk düzeyi, teknoloji yatırım planları, dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaştıkları zorluklar ve daha fazlası hakkında önemli verilere yer veriliyor.
Araştırmaya katılanlar; kripto, metaverse, Web3, NFT, kuantum bilişim, VR/AR ve 5G gibi geniş bir yelpazeye yayılan yeni teknolojilerde neler yapabileceklerine dair cesur ve heyecan verici bir vizyon ortaya koyuyor. Her 10 şirketten yaklaşık 7’si, önümüzdeki iki yıl içinde bu önemli teknolojilerde önemli bir varlık göstermeyi ve yüksek düzeyde yatırım yapmayı planlıyor. Ancak şirketlerin yüzde 48’i yeni teknolojilere yatırım yapma ve bunları uygulama planları yapsa da hemen harekete geçilmiyor. Örneğin metaverse ile ilgili olarak, markaların çoğu (yüzde 65) kendileri yatırım yapmadan önce rakiplerinin yatırım yapmasını ve/veya bu teknolojileri benimsemesini beklediklerini itiraf ediyor. Müşteri talebi de şirketlerin yüzde 31’i için metaverse yatırımları için önemli bir tetikleyici olarak öne çıkıyor.
Dijital teknolojilerin benimsenmesini zorlaştıran bir numaralı sorun yetenek eksikliği
Diğer yandan şirket içi yeteneklerin yetersiz olması da durumu etkiliyor. Yetenek eksikliği, dijital teknolojilerin benimsenmesini zorlaştıran bir numaralı sorun olarak öne çıkıyor. Araştırmaya göre katılımcılar, şirketlerinin iş gücünde dijital hedeflerine ulaşması için gerekli yetenek ve becerilerden yoksun olduğunu kabul ediyor. Bu nedenle örneğin şirketlerin yüzde 68’i metaverse ve Web3’ten yararlanmak için şirket içinde yetenekler oluşturmak yerine dış kaynak kullanmayı ve/veya teknoloji şirketleriyle ortaklık kurmayı tercih ediyor. Katılımcılara “Yeni dijital teknolojileri benimserken karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada yüzde 44 ile “kilit görevleri yerine getirecek yetenek eksikliği” yer alıyor. Bunu yüzde 30 ile “yeni sistemlerin satın alınması ve uygulanmasının yüksek maliyetli olması” yanıtı takip ediyor.
Araştırmaya göre dijital dönüşüm yolculuğunun önemli itici gücü olarak da müşteri odaklılık ilk sırada yer alıyor. Sonuçlar müşteri odaklılığın kurumsal BT faaliyetlerinin önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu gösteriyor. “Şirketinizin kurumsal teknolojiye yaptığı yatırımın ilk hedefi nedir?” sorusuna gelen yanıtların yüzde 46’sı müşteri odaklı olmayı hedef olarak gösteriyor. Bunu yüzde 42 ile çevikliği sağlamak ve yüzde 26 ile riski azalmak hedefleri izliyor.
Dijital dönüşüm şirketlerin kârlılığına olumlu yansıyor
Ankete göre teknoloji, şirketlerin büyük bir kısmının bütüncül stratejilerine önemli bir destek sağlıyor. Katılımcıların üçte ikisi (yüzde 66), şirketlerinin işletmeyi ilerletmek için dijitali kullanmada çok veya son derece etkili olduğunu söylüyor. Dijital dönüşüm çalışmalarından elde edilen yatırım getirisi (ROI) katılımcılar genelinde çarpıcı bir şekilde güçlü. Neredeyse her katılımcı bu çalışmalarının son 24 ayda kârlılık veya performans üzerinde olumlu bir etki yarattığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 82’si makine öğrenimi, yüzde 61’i doğal dil işleme ve yüzde 50’si robotik süreç otomasyonu gibi teknolojilere yaptıkları yatırımlardan getiri elde ettiklerini ifade ediyor.
Şirketler bulut yatırımlarından somut değer elde etmek istiyor
Ankete katılan her şirket bulut teknolojisindeki konumlarını ilerletmek için harekete geçtiğini belirtirken her 10 şirketten yalnızca 1’i (yüzde 10) hala geçişin ilk aşamalarında bulunuyor. Ankete katılan her dört kişiden üçü (yüzde 75) şirketlerinin şu anda stratejik iş yüklerini buluta geçirmekte olduğunu söylerken yüzde 14’ü de geçişi tamamladığını ve optimizasyon arayışında olduğunu belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık üçte biri (yüzde 30) ise kurumsal iş yüklerinin yüzde 60’ından fazlasını buluta taşımış durumda. Şirketlerin yüzde 80’i buluta geçişlerinin başarılı olduğunu söylüyor. Buluta taşınmanın artık odak noktası olmadığı günümüzün işletmeleri artık daha yüksek bir hedefin peşinde: Bulut yatırımlarından somut değer elde etmek. Anket, bu konuda çoğunluğun hala katetmesi gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Olumlu bulut ivmesine rağmen, anketteki şirketlerin yüzde 67’si henüz bulut yatırımlarından önemli bir yatırım getirisi elde edemediklerinden optimizasyon ve modernizasyona odaklanmış durumda.
Siber güvenlik en büyük zorluk uzaktan/hibrit çalışma ortamları
Katılımcıların yüzde 42’si siber güvenlik uygulamaları söz konusu olduğunda programın gerisinde kaldıklarını belirtiyor. Gelişen siber tehditlerin bir adım önünde olmak büyük bir zorluk olsa da kurumsal liderler tüm siber risklere karşı sahip oldukları siber güvenliğe oldukça güveniyor. Katılımcıların ortalama yüzde 64’ü siber güvenliklerinden çok ya da son derece emin olduklarını belirtiyor. “Kurumunuz için en büyük siber güvenlik zorlukları hangisi?” sorusu yöneltildiğinde ise katılımcıların yüzde 36’sı ilk sırada “uzaktan/hibrit çalışma ortamlarının tercih edilmesini” neden olarak gösteriyor. Bunu yüzde 35 ile “müşteri kanallarının dijitalleşmesi” ve yüzde 32 ile “operasyonel teknoloji/endüstriyel kontrol sistemlerinin artan karmaşıklığı” nedenleri takip ediyor.
Araştırma hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Teknoloji Danışmanlığı Lideri, Şirket Ortağı Gökhan Mataracı, “Yeni teknolojik trendler; müşterilerin etkileşim biçimlerini, pazarların ihtiyaçlarını, insanların nerede ve nasıl çalıştığını ve şirketlerin başarıyı nasıl tanımladığını yeniden şekillendiriyor. Hızla değişen bu ortamda şirketlerin önemli bir kısmı, kârlılık ve müşteri odaklılığı açısından gerçek değer elde etmek için dijitalleşmeden başarıyla yararlanarak uzun bir yol katetti. Ancak günümüzde şirketler artan maliyetler, ekonomik belirsizlikler, jeopolitik çalkantılar ve küresel yetenek kriziyle boğuşan gergin koşullarda faaliyet gösteriyor. Bu nedenle yeni ve gelişmekte olan teknolojilerdeki yetkinlik, şirketlerin pazar paylarını korumaları ve hatta artırmaları için daha da önem kazanacak. Geleceğin başarılı şirketleri dijitalleşmeyi tam anlamı ile benimseyen şirketler olacaktır. Bunun için de şirketlerin vizyonlarını ve stratejilerini en son dijital trendlerden yararlanacak şekilde uyarlamaları, hangi yeni teknolojilerin kalıcı olacağını belirlemeleri ve bu doğrultuda akıllı yatırımlar yapmaları gerekiyor. Yeni araştırmamızdan elde ettiğimiz verilerin; şirketlerin operasyonlarını, iş modellerini ve iş güçlerini teknoloji etrafında şekillendirmelerine ve dijital dönüşümü bir üst seviyeye taşımalarına yardımcı olacağına inanıyoruz. Dijital dönüşümde bir üst seviyeye baktığımızda da sektörel veya fonksiyonel uzmanlıkların dijital yeteneklerle kusursuz bir şekilde harmanlanmasından doğacak endüstrileşmiş teknolojik çözümler öngörüyoruz. Bu şekilde, şirketlerin kendi sektörlerine özgü teknoloji çözümleriyle ön plana çıkmasını bekliyoruz.” dedi.