KPMG’nin hazırladığı son rapor, kripto varlıkların gerçek potansiyellerine ulaşmaları için önceliklendirdikleri en büyük sorunun ‘kurumsallaşma’ olduğunu gösteriyor.
Rapora göre küresel ekonomide devrim yaratma potansiyeline sahip olan dijital paralara karşı güven oluşturulması için ‘kurumsallaştırılmaları’ şart.
Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık firması KPMG’nin ‘Kripto Varlıkların Kurumsallaştırılması’ raporu medyanın, analistlerin, yatırımcıların ve hükümetlerin ilgi odağındaki kripto varlıkların geleceğine ayna tutuyor.
Rapor hakkında bilgi veren KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “Finansal ekosistemde kripto varlıkların kurumsallaşması, mevcut ve yeni ortaya çıkan oyuncuların, kripto piyasasına tam anlamıyla katılımıyla sağlanabilir. Kriptoya karşı güven oluşması ve büyümesi için kurumsallaşma çok önemli” dedi.
Cantürk, kripto varlıklarla ilgili güncel bilgileri şöyle sıraladı:
Piyasa kapitalizasyonu en büyük kripto paraların başında Bitcoin geliyor. 2009’da kullanılmaya başlanan Bitcoin’in 15 Şubat 2019 itibariyle değeri 3 bin 575 dolar civarında.
Kripto varlıkların toplam piyasa değeri yaklaşık 211 milyar dolar.
Kripto varlık platformlarında faaliyet gösteren kullanıcı sayısı 30 milyonu aşmış durumda.
Hali hazırda 2 bini aşkın kripto varlık çeşidi bulunuyor.
Ağustos 2018 sonu itibarıyla ilk dijital para arzlarının toplam değeri 14,2 milyar dolar iken, bu rakam 2018 yıl sonu itibarıyla 17 milyar dolara yükseldi.
Risk sermayedarları sadece 2018’de blok zinciri ve kripto firmalarına 3,9 milyar dolar yatırdı.
Rapora göre kripto varlıkların kurumsallaştırılmasının önündeki zorluklar altı ana başlıkta toplanıyor:
Düzenleyici yükümlülüklerle uyum: Kripto varlıklarla ilgili günümüzde bir takım düzenlemeler bulunuyor. Ancak mali suçlarla mücadele için kripto varlıkların tam anlamıyla yasalarla ve düzenlemelerle uyumlu hale getirilmesi gerekiyor.
Çatallaşma yönetimi: Çatallaşma, bir kripto blok zincirinin iki farklı zincire bölünmesi durumunda ortaya çıkıyor ve kripto ticareti üzerinde etkileri bulunuyor. Çatallaşmaların başarılı olması için sistemin tüm kullanıcıları tarafından kabul edilmesi ve uygulaması gerekiyor. Bu noktada ortaya çıkan teknik, operasyonel ve mali etkilere karşı nasıl bir yol izleneceği büyük önem taşıyor.
Müşterilerin tanınması ve kripto varlıkların kaynağı: Kripto varlık sahipleri isimleri ya da hesap numaraları yerine kriptografik adreslerle tanımlanıyor. Bu adresler herhangi bir kişi tarafından herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde oluşturulabiliyor.
Bu yatırım danışmanlarının müşterilerin risk toleransı, yatırım bilgisi ve finansal durumları hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayan ‘KYC’ (Müşterini Tanı – Know Your Customer) formu için büyük bir sorun yaratıyor.
Kripto varlıkların güvenliği: Kripto varlık işletmeleri ve müşterileri siber suçluların ana hedeflerinden birisi haline geldi. Bu noktada kripto işletmelerin varlıklarını korumaları için geliştireceği siber güvenlik programları büyük önem kazanıyor.
Muhasebe ve finansal raporlama: Kripto varlıklar, geleneksel mali raporlama sınırlarını zorluyor. Bu varlıkların hesaplarının tutulması yeni gelişen bir alan ve bu alanda son derece sınırlı bir rehberlik imkanı bulunuyor.
Vergi uygulamaları: Kripto varlıklara yönelik vergi düzenlemeleri günümüzde son derece sınırlı. Bu alanda hizmet veren firmaların kripto satışlarına ilişkin vergi yükümlülükleri bulunması gerekecek.
‘Bir sonraki devrim’
KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “Kripto varlıklar, küresel mali ekosistemde devrim yaratma potansiyeline sahip. Küresel ekonomideki ‘sürtünme’ kripto varlıkların ortaya çıkmasına yol açtı. Bu ‘sürtünme’ aynı zamanda kripto varlıkların nasıl ve ne kadar ‘gündemde kalacağını’ da tanımlayacak” dedi.
Cantürk, “Kripto varlıkların kurumsallaştırılması güven tesisi, işlemlerin kolaylaştırılması, erişilebilirliğin artırılması ve büyümenin sürdürülebilmesi için bir sonraki önemli adım olacak” diye konuştu.