Global Tüketicilerin %40’ı Dünya Nüfusunun İse %32’si Onlardan Oluşuyor

0
104
z kusagi sosyal medya

Dijitalin Yerlileri: Z Kuşağının Tüketici Ve Sosyal Medya Kimliği Z Kuşağının DNA’sı Çözüldü

Hızlı ve güçlü bir şekilde tüm dünyayı etkisi altın alan ve halen yaşamakta olduğumuz Covid-19 salgını, öngörülemeyen etkileri ve uzun süresiyle birlikte, yaşamın her alanında küresel tarihin gördüğü belki de en kaotik dönemi oluşturdu. Yaşanan bu dönüşümün en önemli etkilerinden biri ise hiç şüphe yok ki neredeyse bilinen tüm tüketim alışkanlıklarındaki ezberleri bozmak oldu.

2020 itibari ile global tüketicilerin %40’ını oluşturan ve piyasada en güçlü gruplardan birisi haline gelen Z Kuşağı ise, gerek sosyal medyadaki hakimiyetleriyle bir yandan giderek artan alım gücü ve etkileri ile pazarlamacıların yeni odak noktası haline gelmiş durumda. Markalarda, her geçen gün ekonominin ve dijitalin süper gücü haline gelen Z kuşağı ile aynı dili konuşabilmek onların radarına takılabilmek için stratejilerini yeniden oluşturmanın, bu büyük hedef kitleyi etkileyebilmenin yollarını arıyor.

Her yıl 500.000’den fazla üniversite öğrencisinin hayatına dokunan ve sosyal fayda yaratan Askıda Ne Var & Kampüste Ne Var Sosyal Girişimleri’nin Genel Müdürü ve Boğaziçi Üniversitesi Social Lab Genel Kurulu Üyesi Sanem Turan Yıldız ve ekibi de ‘Z Kuşağı’nın tüm davranış ve tüm tüketim alışkanlıklarını anlamada, yorumlamada ve onlara karşı nasıl davranılması noktasında ipuçlarını içeren rehber niteliğinde iki farklı araştırma raporu yayımladı. “Z Kuşağının Tüketici Kimliği” ve “Z Kuşağının Sosyal Medya Kimliği” çalışmaları bu özel kuşağı tanımaya dair markaların en önemli başucu kaynağı olmaya aday.

Sanem Turan Yıldız, “Çok fazla tartışma olsa da genel olarak 1997-2012 tarihleri arasında doğan jenerasyona “Z Kuşağı” diyoruz. Tam da sembolleri olan Z harfi gibi geçmişe, bugüne ve geleceğe yön veren Z kuşağı, 2019’da X ve Y kuşağını geçti ve şu anda dünya nüfusunun %32’sini oluşturuyor. Ayrıca, Z kuşağı 2020 itibari ile global tüketicilerin %40’ını oluştururken piyasada en güçlü gruplardan birisi haline geliyor. Sosyal medya ise bu kuşağın en önemli iletişim aracını durumunda. Z kuşağı diğer kuşakların aksine dijitalleşen dünyaya ayak uydurmak yerine dijital dünya onlara ayak uydurmaya çalışıyor; çünkü onlar tam anlamıyla online dünyanın oyun değiştiricisi, hatta kurucusu. Yıllardır yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Z kuşağı, diğer kuşaklarda olmayan bir vizyon ve misyon ile online ve offline dünyanın dinamiklerini geçici değil kökünden değiştiriyor, geliştiriyor ve en önemlisi dönüştürüyor” dedi.

İnternetin ve teknolojinin içine doğan, fiziksel ve online dünyaları arasında neredeyse sınır olmayan, sosyal medyasız bir hayatı bilmeyen, diğer kuşaklara göre anormal olan birçok kavramı normal karşılayan, bugüne kadar hiçbir kuşakta görülmemiş çeşitliliğe ve keşfetmekle bitmeyen özelliklere sahip, duyarlılıkta ve aktivistlikte lider Z kuşağını biraz daha yakından tanıyalım.

Günde 8 saatlik online mesaideler

İnternetsiz dönemi bilmeyen ilk kuşak olmanın ötesinde %98’den fazlası akıllı bir telefona sahip; %75’i ana cihaz olarak akıllı telefonlarını görüyor; %66’sı aynı anda birden fazla online cihaz kullanıyor ve %45’i mobil cihazlarda her zaman çevrimiçi. Dolayısıyla internet demek onlar için “mobil olmak” demek.  %64’ü sürekli online olan ve boş zamanlarının %74’ünü online olarak geçiren Z kuşağının yarısından fazlası (%57) yanlarında telefonları yokken kendilerini güvensiz hissediyor.

Global Web Index Gen Z 2020 raporuna göre, Z kuşağı günde yaklaşık 8 saat online olurken oyun hariç 4 saat 15 dakikasını mobil uygulamalarda geçiriyor, %92.5’u oyun oynuyor ve buna yaklaşık 2.5 saat vakit ayırıyor. Ayrıca, yarısına yakını da (%44) yakın arkadaşları ile oynayarak sosyalleşiyor.

Diğer kuşaklara kıyasla 3 saatlik ortalama ile sosyal medyada daha fazla vakit geçiren Z kuşağının üçte ikisi, sosyal medyanın hayatlarının vazgeçilmezi olduğunu söylüyor. %80’i ailesi ve arkadaşları ile görüşmek ve %97’si alışveriş ilhamı için sosyal medyadan yararlanırken, %72’si herhangi bir cihazdan %60’ı da mobilden online alışveriş yapıyor.

Neredeyse %90’ına yakını sosyal medyanın kendilerinin mutluluğu (%86), endişesi (%83) ve öz imajı (%85) üzerinde oldukça büyük etkisi olduğunu söylüyor. Yarısından fazlasının en az bir defa istedikleri kadar beğeni (like) almayan bir postu silmesinin bu duruma bir örnek olduğu söylenebilir.

Dijitalin Yerlileri Diğer Kuşaklardan Hangi Yönleri ile Ayrışıyor?

Sanem Turan Yıldız: “Z kuşağının dijital ve sosyal medyada alışkanlıkların nedenini öğrenebilmek ve planlama yapabilmek için onların online ve offline dünyadaki ihtiyaçlarını, beklentilerini, hayallerini, tutum ve davranışlarını ve önceliklerini anlamak gerekiyor, zira bu kuşak birbirine entegre şekilde gerçek ve sanal evrende yaşıyor. Gelin biraz da davranışları ile markaları, sektörleri ve tüm kuşakları etkileyen Z kuşağının ayrışan, farklı ve ilginç özelliklerine bakalım.

Z kuşağının yarısından fazlası (55%) dünyayı keşfetmek istiyor, %49’u diğer ülke ve kültürlere ilgi gösteriyor, %40’ı yeni şeyleri deneyen ilk kişi olmayı seviyor, %34’ü risk almayı seviyor, %49’u görünümüne dikkat ediyor, %64’ü başarılı olmayı, %63’ü yeni şeyler öğrenmeyi, %50’si kendine meydan okumayı, %70’i arkadaşları tarafından kabul görmeyi, %40’ı ise güvenmeyi ve kendi iç dünyasını çok önemsiyor.

Teknolojinin içine doğan bu kuşağın yarısına yakını (%44) son teknolojiyi kullanmada rahat oldukları kadar teknolojinin getirdiği risklerin de farkındalar; ayrıca sosyal medya ve akıllı telefonlara gereğinden fazla vakit harcadıkları için bir yandan da endişeliler. Teknoloji meraklısı bu kuşağın %80’i iş hayatında da en son teknoloji ile çalışmak istiyor.

Global Web Index’in 2020 yılı GenZ raporuna göre bu kuşağın %60’ı tüm insanların eşit haklara sahip olması gerektiğine inanıyor, %48’i doğa ve çevreye katkı sağlamayı, %37’si kendi topluluğuna destek vermeyi, %38’i de kendisinden önce diğerlerine yardım etmeyi önemsiyor.

Akıl ve ruh sağlığı kaygısı, Z kuşağında şu anda yükselen bir ivme gösteriyor; çünkü bu kuşak hiç olmadığı kadar baskı altında. Deloitte tarafından yayınlanan 2021 Y ve Z Kuşakları Araştırması raporuna göre, dünyadaki Z kuşağının %46’sı (Türkiye’deki Z kuşağında bu oran %65) kendisini stresli hissederken; finansal durum, gelir eşitsizliği ve kariyerlerinin geleceği ile ilgili belirsizlikler başlıca kaygı nedenleri diyebiliriz. Çevresel sorunlar, Y kuşağı için 3.sırada iken Z kuşağı için 1.sırada yer alıyor. %82’si çevreye duyarlı ürünleri almayı tercih ettiklerini söylüyor ve gördükleri başlıca çevre problemlerini iklim krizi, çevre kirliliği, geri dönüşüm, hayvan hakları ve çevre felaketleri şeklinde sıralıyor. Diğer kuşaklara göre en eğitimli ve eğitime de önem veren nesil olan Z kuşağı bir yandan da girişimcilik planları yapıyor. Bu kuşağın %45’i günün birinde mutlaka kendi girişimini kuracağını ve %44’ü de pandemi ile beraber kendi girişimini kurmaya daha fazla ilgili olduğunu belirtiyor. %63’ü ise değerlerine önem veren bir işverenle çalışmak istediğini, %69’u çalıştığı işte keyifli vakit geçirmenin öncelikli olduğunu, %40’ı yaptığı işte en iyisi olmayı istediğini, %39’u ise dünyada bir fark yaratmanın öncelikli olduğunu, %32’si ise paranın kariyerlerinde daha az önem taşıdığını söylüyor. Kariyerlerinin haricinde gelecek planlamalarını yaparken enteresan bir şekilde %48’i mutlaka bir gün evlenmenin önemli olduğunu ve 30 yaş civarı çocuk sahibi olunması gerektiğini düşünüyor.

Z Kuşağının Markadan İlk Beklentileri Neler?

Sanem Turan Yıldız: “Z kuşağı satın alma sürecinde bireysel kimliğinin ve kuşağının nerdeyse tüm özelliklerini eş zamanlı kullanıyor yani bir markayı tercih ederken çok yönlü değerlendirme yapıyor. Bu nedenle, Z kuşağını satın almaya yönlendirebilmek ve daha sonrasında sadık bir müşteri olmasını sağlamak için markaların multi-disipliner bir yaklaşımla iletişim çalışmalarını yürütmesi zorunluluk haline geldi. Buna efektif bir örnek vermek gerekirse; Askıda Ne Var ve Kampüste Ne Var olarak üniversite öğrencilerine fayda sağlamak için her yıl nerdeyse 600’den fazla marka ile iş birliği yapıyoruz. Markalar aslında bizimle beraber Z kuşağına “Goodvertising” (İyilik-Fayda Odaklı Reklam) şeklinde pazarlama iletişimi yapmış oluyor. Bir diğer deyişle, marka Z kuşağına kendisini anlatırken ve onun dikkatini çekerken aynı zamanda “Seni Seviyorum” ve bir tık ötesine giderek “Hayatına Fayda Sağlayarak Dokunuyorum” demiş oluyor.”

Ailelerin yarısından fazlası (%52) tüketim alışkanlıklarında çocuklarından yani Z kuşağından etkilendiğini söylüyor. Bu kuşağın %77’si satın alma kararlarında arkadaşlarının etkisinin büyük olduğunu belirtiyor. Bu kuşağın yarısı iş hayatına ya henüz katıldı ya da katılmak üzere, dolayısı ile ekonomik özgürlüğü de artmaya devam ediyor. İşte bu nedenlerle; markalar reklam bütçelerini harcarken ya da değer yaratırken, ekonominin süper güçlerinin seslerini can kulağı ile dinlemeleri ve analiz etmeleri gerekiyor.

Marka tercihleri henüz netleşmeyen Z kuşağının ancak %44’ü sevdiği markalara karşı sadık olduğunu belirtiyor. Z kuşağının sadakatini kazanmak için öncelikle markalardan istedikleri aksiyonları bilmek gerekiyor. Gençlerin %45’i doğa ve çevreye karşı bilinçli davranılmasını, %45’i geri-bildirimlerinin dikkate alınmasını, %43’ü sosyal konulara önem verilmesini, %40’ı kendilerinin değerli hissettirilmesini, %35’i kişiselleştirilebilir/ayrıcalıklı ürünler sunulmasını, %33’ü sivil toplum kuruluşlarına destek verilmesini, %28’i kendi imajının gelişmesine katkıda bulunulmasını, %21’i de topluluk oluşturmak için forumların açılmasını markalardan bekliyorlar. Ayrıca, kaliteden sonra en çok aranılan özellikler güvenilirlik (%56) ve yaratıcılık (%56) olsa da markaların trendy-cool (%42), genç (%38), eğlenceli (%31) ve cesur olmalarını istiyorlar.

Z Kuşağının Marka Tercihi ve Online Alışveriş Deneyiminde Sosyal Medya Ne Kadar Etkili

Satın alma süreçlerinde Z kuşağının %77’si arkadaşlarından, %65’i ürün yorumlarından, %57’si ailesinden, %43’ü sosyal medya Influencer’larından, %38’i reklamlardan, %26’sı markalı içeriklerden, %22’si ünlülerden etkileniyor.

Z kuşağının %72’si herhangi bir cihazdan online alışveriş yapıyor. Z kuşağının, markaları arama motorlarında aramaktansa sosyal medya kanallarından aramayı daha çok tercih ettiklerini görüyoruz.

Z kuşağının marka takibi için en çok tercih ettiği platform IG iken, yeni ürün keşfi ve satın alma kararları için en çok Youtube’u kullanıyor. Z kuşağının neredeyse tamamı akıllı telefon kullandığı için, mobil satın almada çok güçlüler bu nedenle de markaların, Z kuşağının mobil dünyadaki alışkanlıklarını, tercihlerini ve davranışlarını göz önünde bulundurarak planlama yapmaları gerekiyor. Z kuşağının %65’i bir ve daha fazla markanın mobil uygulamasını online alışveriş için tercih ederken, %60’ına yakını mobil cihazlardan ürün ve yorum araştırması, fiyat kıyaslaması, online alışveriş yaparken, %41’i herhangi bir ürün/servis ödemesini telefonu ile gerçekleştiriyor.

Z kuşağının %36’sı yeni bir markayı online reklamlar aracılığıyla duyuyor, %27’si ise yeni ürünleri sosyal medyada gördükleri tavsiyelerle keşfediyor. Influencer pazarlaması ile markaların diğer kuşaklara kıyasla Z kuşağına daha fazla ulaşma imkanı arttı, çünkü Z kuşağı sevdiği ünlülerin yorumlarına önem veriyor.

Farklı online ödeme yöntemlerine en sıcak yaklaşan kuşak olan Z kuşağının online satın almasını etkileyen en güçlü teşvikler sırası ile ücretsiz kargo (%56), hediye çeki/indirim %45), hızlı ve zaman duyarlı müşteri hizmetleri (%47), diğer müşterilerin yorumları (%36), ertesi gün teslimat (%34) ve kolay ödeme sürecinin sunulması (%30) oluyor. Z kuşağı online alışverişi tercih etse de sadece %14’ü sosyal platformlarda “satın al” butonuna tıklıyor.

Diğer kuşaklardan en çok ayrışan online alışveriş davranışlarının dijital içerik satın almaya eğilimlerinin yüksek olması diyebiliriz. 2015’ten beri müzik yayın servislerini satın almaları nerdeyse iki kat artmış. Z kuşağının en çok satın aldığı dijital içerik listesinde sırası ile, müzik indirme ve müzik yayın servisi, mobil oyun, TV-film yayın platformu, mobil uygulama, film indirme ve eğitimle ilgili ürünlerin yer aldığını söyleyebiliriz. Örneğin; Z kuşağının açık ara farkla %68’i Netflix’i tercih ediyor, ikinci sırada %38’lik oranla GooglePlay yer alıyor.

Neye İhtiyacı Olduğunu ve Ne İstediğini Anlayan Markalardan Alışveriş Yapmak İstiyorlar

Sosyal medya reklamları 154 milyar dolar bütçe ile, tüm dijital reklamların %33,1’ini oluşturuyor. Yaratıcı, paylaşmak isteyecekleri, kendileri ile bağdaştırdıkları ve premium görsel içeren sosyal medya reklamlarına olan ilgileri ve beklentileri yüksek olsa da sadece %15’i gördüğü reklamların onları yansıttığını düşünüyor, bu da markaların gençleri yakalamaya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Ayrıca Z kuşağı (%46) diğer kuşaklara kıyasla daha fazla reklam engelleyici kullanıyor. E-ticaret sitesi reklamları satın alma öncesi olan süreçte diğer kuşaklara kıyasla daha fazla Z kuşağının karşısına çıkıyor. Markalar Z kuşağına en çok Instagram reklamları ile ulaşıyor, Instagram’ı sırası ile Facebook ve Linkedin takip ediyor. TikTok reklamlarının %42’si 18-24 yaş arası Z kuşağına ulaşıyor. Snapchat reklamlarının %60’ına yakını Z kuşağını kapsıyor. Gençlerin %60’ı reklamların özel bir indirim, teklif ve ayrıcalık sunması durumunda efektif olduğunu düşünüyor ve %59’u güvendiği bir markadan reklam görünce dikkat ediyor. Z kuşağının %42’si reklamların eğlendirici, %40’ı ürünle ilgili bilgilendirici, %37’si indirim ve özel teklifler sunmasını ve %34’ü ise kendisi ile ilgili olmasını istiyor.

Z kuşağının %64’ü daha önceki etkileşimlerinin analizine göre markalardan sosyal medyada daha kişiselleştirilmiş bir deneyim bekliyor. %61’i ise sosyal medya aktivitelerine göre şirketlerden kendilerini daha iyi tanımalarını ve %52’si ise markalardan kendi sosyal medya postlarını okumasını, anlamasını ve analiz etmesini istiyor. %58’i ise müşteri hizmetleri için sosyal medyayı kullanıyor ve %35’i de ürünü veya markayı sevdiklerini söylemek için kullanıyor.

Sosyal Medyada Onları Yakalamanız İçin Sadece 8 Saniyeniz Var!

Yıldız, “Z kuşağına kadar pazarlama dünyasında saniyeler hiç bu kadar değerli olmamıştı. Bu kuşakla iletişimdeki en büyük güç görsel dünya olsa da onların filtresinden geçmek için markaların sadece 8 saniyeleri var. Hatta video yüklenmesini beklemek için bile sabırları yok, 1 saniye içinde vazgeçebilirler ve 5 saniye içinde o videodan çıkabilirler. Bu da demek oluyor ki; marka tercihleri henüz kesinleşmeyen, ekonominin ve dijitalin süper gücü olan Z kuşağının yaşam boyu değerini yakalayabilmek için markaların bu kuşağın davranış kodlarını iyi analiz etmesi gerekiyor.

Z kuşağının %66’sı markalarla sosyal medya aracılığı ile etkileşime geçtiğini ve %78’si de yeni markaları sosyal medyadan keşfettiğini belirtiyor. Z kuşağının listesine girebilmek için markalar sadece saniyelerle değil aynı zamanda dikkat çekici, özgün, kaliteli, yaratıcı içerikler üretebilmek için de yarışıyorlar. Çünkü bu kuşağın %82’si markaların eğlenceli ve mutluluk dolu videolar yapması gerektiğini düşünürken aynı zamanda videoların bilgilendirici olmasını istiyor. Ayrıca, Z kuşağının %22’si sosyal medyada takip ettiği bir markayı bir sonraki ay takipten çıkabiliyor. İşte bu nedenlerden ötürü, bu kuşağın beğenisini kazanmak için “Infotainment” stratejisini kullanmak artık markalar için zorunlu hale geldi. Bu nedir diye sorarsanız, bilgi-eğlence kavramlarının bir araya getirilmesi demek. Eğlenceli, eşitlikçi, yenilikçi, çevreye ve doğaya duyarlı Z kuşağı en çok bilgilendirirken eğlendiren, eğlendirirken düşündüren içeriklerle etkileşime giriyor. Ayrıca Z kuşağı her şeyin mükemmel olması gerekmediğine karar veren, ham ve gerçek içeriği normal kucaklayan ilk kuşaktır. Çünkü Z kuşağı insani bağ ve topluluk yaratma arzusu ile duygusal olarak daha bilinçli, şeffaflığa ve doğallığa daha fazla önem veriyor. Örneğin, subliminal mükemmelliğin azalmasından dolayı gençler arasında canlı videonun popüler olduğunu söyleyebiliriz.”

Z Kuşağının Sosyal Medyası

“Her beş gençten biri ise, sosyal medyadan vazgeçmeleri için 1 milyon dolardan fazla para teklif edilmesi gerektiğini söylüyor”

Z kuşağı diğer tüm kuşaklara oranla sosyal medyada daha fazla vakit geçiriyor. Kadınlar 3 saat 14 saniye, erkekler 2 saat 39 saniyesini sosyal medyada geçiriyor. Türkiye’nin genel nüfusunun %77,7’si internet kullanıcısı, %70.8’i aktif sosyal medya kullanıcısı; bu durumda Türkiye dünyada Amerika’dan hemen sonra 32. sırada yer alıyor. Türkiye’deki 15-24 yaş arasındaki Z kuşağının toplam nüfusa oranı (%23) Avrupa Birliğine (%10,7) kıyasla daha yüksek olması, Türkiye’nin internet ve sosyal medya kullanımında dünya ortalamasının üzerinde olmasını da beraberinde getiriyor. Tüm dünyadaki Z kuşağının %66’sı için sosyal medya hayatlarının vazgeçilmez bir parçası; %65’i geçtiğimiz yıla göre daha fazla sosyal medyayı kullandığını söylüyor ve %45’i de önümüzdeki yıllarda sosyal medya kullanımının artacağını öngörüyor.

Z kuşağı için “video”, dünyaya açılan kapının anahtarı diyebiliriz. Z kuşağı, Y kuşağına göre 2 kat daha fazla akıllı telefonlarından video içerik izliyor. Z kuşağının %43’ü son trendleri video aracılığı ile keşfediyor, %44’ü günü geçirmelerine yardımcı olmak için video kullanıyor, %25’i ise sosyal, kültürel ve etik hareketleri yansıtan video içerikler bekliyor.

Globalin geneline bakıldığında en çok kullanılan platformlar sırası ile FB, Youtube, Whatsapp, IG, WeChat, TikTok, Snapchat; sosyal medya mobil uygulamalarında en çok vakit geçirilen açık ara farkla Youtube (aylık 23 saat ortalama), FB, Whatsapp, IG ve Tiktok. Z kuşağının %82’si IG ve Youtube’u favori sosyal medya platformu olarak görürken; %56’sı markaları IG’da ve %38’i de Youtube’da daha fazla görmek istiyor.

Sosyal medyada kendi ilgi alanları ile ilgili ünlülerin hayatlarını takip etmeyi ve onlarla etkileşime girmeyi oldukça önemsiyor. Bu kuşağın %76’sı sosyal medyada en az bir Influencer’ı takip ediyor ve %45’i 10 Influencer’dan fazlasını takip ediyor.

Z kuşağının ilgi ve aktivite listesinin eğlence odaklı olduğunu görüyoruz. %69’u müzik, %61’i film/sinema, %58’i yiyecek-içecek, %54’ü oyun, %53’ü teknoloji ile ilgileniyor. Z kuşağının %94’ü herhangi bir cihazdan oyun oynuyor. Z kuşağı, direkt oyun sektörünün içine doğduğu için oyun alanında en aktif kuşak olduğunu söyleyebiliriz.

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yollarını arayan Z Kuşağına sosyal medya önceki nesillere göre daha fazla güç kullanma fırsatı veriyor. Bunun kanıtı olarak; 10 yıl önceki Z kuşağına göre bugünkü Z kuşağının sosyal medyada en çok konuştuğu konularla ilgili önemli değişiklikler olduğunu görüyoruz. 10 yıl önceki Z kuşağının sırası ile konuştuğu konular: müzik, fast-food, moda, film ve oyun iken; şu andaki Z kuşağı müzik, oyun, politika, doğa ve çevre ve fast-food konuşuyor. Bu değişiklikler de Z kuşağının sosyal medyayı şekillendirilmesinde etkili oluyor.

Z Kuşağından markalara mesaj var “Çevreye karşı duyarlı olun!”

Yıldız: “Covid-19’dan sonra, Z kuşağının %79’una göre markaların sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları her zamankinden daha önemli hale geldi. Dünyanın daha iyi bir yer olması için mücadelede en önde sırada yer alan gençler, markalara da bu konulardaki çalışmalarını göstermeleri için ciddi bir baskı gösteriyorlar. Çünkü Z kuşağı duyarlı markalarla hızlıca yakınlaşıyor ve önem veriyor, bu değerlere aykırı davranan veya geride duran markalara ise büyük tepki gösteriyor. Dolayısı ile bu kuşak alışveriş tercihlerinde markanın ne söylediği ile değil ne yaptığı ile ilgileniyor.

Z kuşağı, Y kuşağının aksine dürtüsel değil pragmatik bir alışveriş davranışı sergilese de; söz konusu fayda yaratmak olduğunda bütçelerini hızlıca harcıyorlar. %82’si çevreye duyarlı ürünleri almayı tercih ettiğini, %61’i geri dönüşüme destek verdiğini, %57’si fayda yaratan markalardan satın alım yapmanın önemini belirtiyor ve %71’i son bir yıl içinde mutlaka en azından bir adet kullanılmış (ikinci el) kıyafet aldığını söylüyor.

Bu kuşağın üçte ikisi yeni yetenekler öğrenmenin önemli olduğunu ve %40’ı da markanın onların bilgisini ve yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olması gerektiğini düşünüyor. Onlar olabileceklerinin en iyisini olmak istiyor ve bu amaca karşılık veren markaları tercih ediyor. Kuşağın yarısı rakiplere kıyasla gerçekten onların neye ihtiyacı olduğunu ve ne istediğini anlayan markalardan alışveriş yapmayı istiyor.”

2022 Sosyal Medya Trendlerinde Z Kuşağının Etkisi

Sanem Turan Yıldız: Hootsuite Social Trends 2022 yılı raporuna göre, markaların yarısı sosyal medya reklamlarını geçtiğimiz yıla göre artacağını belirtiyor. Markaların %83’ü ROI konusunda sosyal medya uygulamalarını daha güvenilir bulmakta. Bu oran geçtiğimiz yıl %68’di. %55’i sosyal medya stratejilerinin diğer pazarlama aktiviteleri ile entegre olduğunu söylüyor. Ayrıca %48’i de sosyal dinlemenin tüketici içgörülerini elde etmede çok önemli olduğunu belirtiyor. %65’i de organik ve satınalma ile yapılan sosyal medya çabalarının entegre olması gerektiğini söylüyor. Bu da, yeni müşterileri çekme ve var olan müşterilerle daha derin ilişkileri birlikte yürütmek demek oluyor. Özetle, marka bilinirliği (%57), müşteri edinme (%47) ve dönüşüm (%46) en önemli üç sosyal medya amacı olarak belirlenmektedir.

Geçtiğimiz yıla baktığımızda açık ara farkla en büyük yatırımın Instagram’a yapıldığını (%48); daha sonra Facebook (%47), Youtube (%44) ve Linkedin’in (%42) geldiğini takip ettiğini görüyoruz. Hatta bu yıl birinciliği yine Instagram elinde tutacak; ancak TikTok, Pinterest ve Snapchat’e olan yatırımların ilginç bir şekilde neredeyse iki kat artması planlanıyor. Kantar’ın yaptığı bir araştırmaya göre tüketiciler TikTok’taki reklamların diğer platformlara göre daha eğlenceli ve ilham verici olduğunu söylüyorlar. Nielsen’in araştırmasına göre ise Snapchat reklamları TV reklamlarına kıyasla daha çok erişim aldı ve bilinirlikten satın alma eğilimine kadar olan süreçte ciddi bir liderlik yaptı. Pinterest reklamları ise diğer platformlara kıyasla yatırım miktarına karşılık yüksek bir dönüş aldı ve dönüşüm oranlarının maliyetleri daha düşük kaldı. Özetle, markaların algıladığı efektifliğin geçtiğimiz yıla kıyasla TikTok’ta %700, Pinterest’te %140, Snapchat’te ise %1400 arttığını hatta uçtuğunu gösteriyor. Markalar, bu yıl itibari ile sosyal medyanın modern online alışverişin kalbi olacağını planlıyor ve neredeyse yarısından fazlası tüketicileri sosyal dinlemenin marka değerini arttıracağına inanıyor. Bu planlamaların oluşmasını sağlayan en önemli etken, sosyal medyanın oyun kurucusu Z kuşağının sosyal medyasında yaşanan değişimler ve yenilikler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.